ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİNİN KISA TARİHÇESİ VE TEKNOLOJİNİN KULLANIMI
Teknolojinin eğitim ve öğretimdeki rolüne ilişkin
tartışmalar yaklaşık olarak 2.500 yıl öncesine kadar uzanmaktadır. Kısaca
tarihçesine bakacak olursak eğer 4 kısma ayırabiliriz;
1)Sözlü İletişim:
Örgün öğretimin en eski ve hala da kullanılmakta olan
yöntemlerinden birisi de sözlü iletişimdir. Ancak zaman içerisinde bu sözlü
anlatımların yedeklenmesini ve daha sonra da ulaşalıbilmesini sağlamak için
teknolojiden yararlanılmıştır. Eski zamanlarda hikayeler, folklor, tarihçeler
ve haberler sözlü iletişim yoluyla aktarılmış ve saklanmış, eksiksiz ezber
ve anımsama önemli bir beceri olarak insanların hayatında önemli bir yer
tutmuştur. Günümüzde de yerli kültürlerin bir çoğunda sözlü iletişim
geleneği kullanılmaktadır. Antik Yunan’da hitabet ve anlatım, insanlar
için öğrenme ve öğrendiklerini aktarma yöntemiydi.
2)Yazılı İletişim:
-MÖ 12. yüzyılda Hindistan’da yazı levhaları kullanılmış
18. yüzyıla gelindiğinde ise artık okullarda kara tahtalar öğretimde geniş bir
yer tutmaya başlamıştır.
-15. yy Avrupa'sında matbaa kullanılmaya başlanmış ve bu
sayede yazılı bilgi açık ve özgürce erişilebilir olmuştur.
-İkinci Dünya Savaşı Döneminden sonra ABD ordusu
eğitimlerde tepegöz kullanmaya başlamış ve bu tepegöz ders anlatımlarında da ön
plana çıkmıştır.
-1980'lerde ise bu iş için özel ayarlanmış konferans
odalarında anlatım yapılan video konferans yöntemi kullanılmaya başlanmıştır.
-1990’lara gelindiğinde ise tepegözlerin yerini elektronik
projeksiyon cihazları ve Powerpoint gibi yazılımlar almıştır.
-2000'lerin başında ve günümüzde ise sınıf
içerisindeki ders anlatımlarının kaydedilmesi ve canlı yayınlanmasını sağlayan
ders kayıt sistemleri ortaya çıkmıştır.
3)Radyo-Televizyon Yayıncılığı ve Video:
-İngiliz Yayın Kuruluşu BBC, okullar için eğitsel radyo
programlarına 1920’lerin başında başladı. Yetişkinlere yönelik eğitsel radyo
yayınına da 1924’de başlamıştır.
-Hem okullar hem de genel izleyici kitlesi için televizyonun
eğitimde kullanılması 1960’ları bulmuştur.
-1969 yılında İngiliz hükümeti Açık Üniversite’yi kurdu.
Açık Üniversite, BBC ile işbirliği içerisinde çalışarak, üniversite personeli
tarafından özel olarak tasarlanmış basılı materyaller ile BBC tarafından
yapılan radyo ve televizyon programlarının derslerle bütünleştirildiği,
üniversite düzeyinde ve herkesin erişimine açık programlar yayınlamaya başladı.
Radyo programları çoğunluklu sözlü iletişimi kullansa da, televizyon
programları yalnızca ders anlatımları üzerine yapılandırılmamış, belgeseller,
süreç gösterimleri ve örnek olaylar gibi daha genel televizyon yayın
biçimlerine odaklanmıştır.
-1983 yılına gelindiğinde ise Hindistan kendi uydusu
INSAT’ı fırlatmıştır. INSAT’ı ilk olarak yerel uzmanlar tarafından farklı yerel
dillerde hazırladığı eğitsel televizyon programlarını ülke çapında yerel halk
eğitim merkezlerinde ve okullarda yayınlamada kullanmıştır.
-1990'larda ise ders kayıt sistemleri örgün ve
uzaktan eğitimin bir parçası olmuştur. Bu sayede öğrenciler, İnternet
bağlantısı ile ders anlatımlarını istedikleri zaman ve istedikleri yerden
izleme veya tekrar izleme olanağına sahip olmuşlardır.
-2000'lerin başından itibaren de ortaöğretim ve
yükseköğretimde derslere yardımcı olması amacıyla çeşitli kurumlar bu amaçla
siteler kurarak ders anlatımlarına yeni bir boyut kazandırmışlardır.
4)Bilgisayar Teknolojileri:
-1954 yılında Skinner, davranışçılık kuramı temelinde,
programlı öğretim modelini kullanan öğretim makineleriyle deneylere
başlamıştır. Skinner’in öğretim makineleri, bilgisayara dayalı öğrenmenin
ilk uygulamalarından biri olmuştur.
-1970'lerin sonunda Illinois Üniversitesi tarafında
oluşturan PLATO Eğitim Sistemi ise tartışma forumları, mesaj panoları, çevrimiçi
ölçme-değerlendirme, sohbet odaları, gerçek zamanlı mesajlaşma, uzaktan ekran
paylaşımı ve çok oyunculu oyunlar gibi önemli çevrimiçi kavramları
kullanmaktaydı.
-1980'lerin ortalarında ise matematik öğretimine
odaklı olarak yapay zeka yoluyla öğretim sürecinin temeli atılmıştır.
-Çevrimiçi öğrenmeye yönelik adımlar ise 1995
yılında öğrenme yönetim sistemlerinin (ÖYS) ortaya çıkmasıyla
atıldı. ÖYS’ler, ders içeriklerinin yüklenip düzenlenebileceği, aynı zamanda
öğrenme hedefleri, öğrenci etkinlikleri, ödevler, sınavlar ve tartışma
forumları gibi etkinliklerin yer alabileceği bir alan sağlayan çevrimiçi
öğretim ortamıdır.
Eğitim ve Öğretimde Teknolojinin Kullanılmasının Fayda ve Zararları:
Teknolojinin Faydaları;
-Teknoloji sayesinde çocukların yaratıcılık düşüncesi
artar.
-Teknolojiyi etkin kullanan çocuklar daha iyi neden-sonuç
ilişkisi kurabilirler.
-Teknoloji sayesinde uygulama yapılabilir ve dolayısıyla
öğretimde kalıcılık artar.
-Teknolojiyle eğitim süreci beraber yürütülürse
öğrencilerin derse olan ilgisi de artar.
-Kişisel öğrenme ve tekrarlama için de yarar sağlar.
-Öğrencilerin eğlenerek öğrenmesi sağlanır.
-Teknolojiye dayalı yapılan deneylerde öğrenciler arası
etkileşim sağlanır ve aynı zamanda sosyalleşme de sağlanır. Ayrıca öğrencinin
iletişim becerilerini geliştirmeye yardımcı olur.
-Ezberci eğitimden de uzaklaşılmış olur.
-Eğitim ortamına çeşitlilik ve zenginlik kazandırır.
Teknolojinin Zararları:
Eğer ki teknoloji olarak bilgisayar ve internet kullanılıyorsa ve bu
kullanımda da kontrol sağlanamassa;
-Çocukların yalnızlaşmasına sebep olur.
-Çocukların sosyal becerilerini geliştirmesinde
aksaklıklar yaşanır.
-Öğrenme ve dikkat toplama güçleşir.
-İnternette bilgi kirliliği olduğundan dolayı sağlıklı
bilgi edinimi gerçekleşmez ve edinilen yanlış bilgiler ileride daha büyük
problemlere yol açar.
-Çocukların beden sağlığında tahribatlar meydana gelir.
-Çocuklar kitaplardan uzaklaşırlar ve bu teknoloji
kullanımı ihtiyaçtan öteye gider ve bağımlılık haline gelir.
Kaynakça:
-https://pressbooks.bccampus.ca/tonybates/chapter/6-2-egitim-teknolojisinin-kisa-tarihcesi/
-http://ogrenmeyoldasi.com/egitimde-teknoloji-iyi-mi-kotu-mu/
Yorumlar
Yorum Gönder